Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Kent Konseyi sizin çiftliğiniz mi beyler?

Yapım gereği benim olmayan haberlere, benim ortaya çıkarmadığım olayları bir süre yaklaşmam.

Gündemi kim yarattığı ekmeğini o yesin isterim.

Ekmek yemekten kastım tıklanması, bilinmesi, tartışılması.

Bu konuda yıllardır meslektaşlarıma saygılı davranırım.

Herhangi bir meslektaşımın ortaya çıkardığı konu hakkında yorum yapacaksam önce bir süre bekler, mutlaka ondan sonra o meslektaşımı alıntılayarak yorumlarımı yaparım.

Kocaeli Kent Konseyi ile ilgili de bu düsturumu gözeterek hareket ettim.

Kocaeli Gündem Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hakan Süer geçtiğimiz haftalarda konseydeki rezaletleri peşi sıra ortaya çıkardı.

İlk olarak Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Kadir Çetin girdiği pek çok ortamda kendisini büyükşehir belediye başkanı gibi görüyor ve öyle karşılanmak istiyordu.

Hatta, “Tahir Büyükakın ne ise, ben de oyum” diyerek kendisini bir Büyükakın’la bir tutuyor, büyükşehir başkanı edasıyla konseyin koridorlarında dolaşıyordu.

Göreve geldikten sonra genel sekreteri Recep Öztürk’le birlikte apayrı bir havaya girdiler.

Konsey çalışanlarına yönelik sert tavırlar mı dersiniz, üstten konuşmalar mı dersiniz.

Odasına özel tuş taktırıp sekreterini o tuşa basarak çağırdığı dahi konuşuldu.

Ancak bunlar benim için önemli konular değil.

Kadir Çetin dışarıda “Ben Tahir Büyükakın’ım” diyorsa bununla ilgilenecek olan Tahir Büyükakın ve Büyükakın’ın yakın çalışma arkadaşlarıdır.

Kadir Çetin’i “Sen hayırdır” edasıyla uyarmaları gerekir.

Uyarmışlar mıdır?

Sanmıyorum.

Çünkü Kadir Çetin ve şürekası hata üstüne hata yapmaya devam etmiş.

Recep Öztürk imzasıyla yapılan harcamaların bir bölümünü Fethullahçı Terör Örgütü açısından bakarak değerlendirmiş Hakan Süer dün akşam.

İlgili haber şöyle;

Kocaeli Kent Konseyi’nde yeni başkan Kadir Çetin ve genel sekreter Recep Öztürk, göreve gelir gelmez yemek hizmetlerini büyükşehir şirketi Antikkapı’dan almayı bıraktı. Binlerce liralık yemek işi, bir dönem FETÖ’den tutuklanan ve Kent Konseyi Başkanı Çetin’in yakın arkadaşı olan yeni bahar yemek şirketi sahibi Hakan Sağıroğlu’na verildi. Sağıroğlu, kongre ve kaz bayramı gibi organizasyonlar için Kent Konseyi’ne yüksek meblağlı faturalar kesti.
*
Benim için burada önemli olan konu yemek aldıkları şahsın bir dönem FETÖ’den tutuklanıp cezaevine gönderilmiş olması değil, Kocaeli Kent Konseyi’nin yemek hizmetini Antikkapı A.Ş.’den almayı kesmesi.

Bakın bugün Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı’nda Tahir Büyükakın’a Antikkapı A.Ş. soruldu.

CHP’liler dedi ki, “Neden Antikkapı bütün ihaleleri alıyor? Neden büyükşehirin yemek ihalelerine dışarıdan bir firma girmiyor?”

Tahir Büyükakın cevabında Antikkapı’nın bir belediye şirketi olduğunu söyledi ve ekledi;

Antikkapı konusu. Antikkapı belediyenin şirketi. Belediyenin sağ cebi, sol cebi gibi düşünün. Belediyenin başka birine vermesi daha garip. Mesela ben Türkiye’nin bilmem neresindeki bir ilden 140 milyon liralık bir baklava alsaydım bu tartışılırdı. Niye oradan baklava aldın derdiniz. Şükür ki böyle bir eleştiriye maruz kalmadık.

*

Tahir Büyükakın diyor ki “Ben tabi ki Antikkapı’dan yemek hizmeti alacağım.

Şükür ki” diyor, “Başka bir yerden almadım.

Peki bütçesinin tamamını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden elde eden Kocaeli Kent Konseyi ne yapıyor?

Kadir Çetin ve Recep Öztürk göreve geldikleri gibi Antikkapı A.Ş.’den alışverişi kesiyor.

Bugün büyükşehir meclisindeki CHP’liler gibi düşünüp hareket ediyorlar yani.

Antikkapı’ya iş vermek istemiyorlar.

Ne dertleri var belediye şirketi ile bilmiyorum.

Kim bilir belki de yeni genel müdür İsmail Yıldırım’ı sevmiyorlardır.

Yahut Tahir Büyükakın’a düşmanlardır, zarar vermek istiyorlardır.

Çünkü bu yaptıklarının başkaca bir açıklaması yok.

Büyükşehirden aldıkları bütçe ile Antikkapı’dan yemek hizmeti almayı kesiyorlar.

Bakıyorlar etraflarına, eş-dost-ahbap kim var?

Buluyorlar bir arkadaşlarını ve yemek işini ona veriyorlar.

Üstelik bir değil, iki değil.

Kent Konseyi’nin programlarında kuru pasta mı dersiniz, kaz bayramında yemek mi.

Bütün işleri Yenibahar isimli firmanın sahibi arkadaşlarına yaptırıyorlar.

Bu işten bir menfaat elde ediyorlar mı bilmiyorum.

Ancak belediyenin parasını belediye dışına harcayarak kendi arkadaşlarına menfaat sağladıkları aşikar.

Sadece bu durum dahi istifa sebebi olabilir.

Pardon istifa değil, af isteme sebebi olabilir.

Ancak ne Kadir Çetin’de ne Recep Öztürk’te af isteyecek bir dik duruş olacağını düşünmüyorum.

O yüzden onlar af istemeden Tahir Büyükakın bu isimleri affetmeli.

Yoksa Kocaeli Kent Konseyi’nin kurumsal kimliği yerlerde sürünecek gibi duruyor.

*

Kocaeli Kent Konseyi’nde günlerdir konuşulan çeşitli konular var.

Haber yapan Kocaeli Gündem’e ve Hakan Süer’e Kadir Çetin ve Recep Öztürk’ün ettiği küfürlerden filan bahsetmiyorum.

O küfürleri biraz yüksek sesle, biraz olsun insan içinde edemeyecekleri için konsey koridorlarında fısıldayabiliyorlar ancak.

Bahsettiğim konular çok daha vahim.

Kaz bayramında satın alınan kazları büyük bir marketten aldıkları konuşuluyor mesela.

300 bin liralık bir faturadan bahsediliyor.

Üreticiden kaz aldılar mı bilmiyorum.

Ancak belediyeden yemek almayanların üreticiyi düşünerek hareket edeceklerini sanmıyorum.

Çok daha vahim iddialar ise geçmişle ilgili.

Malum daha önce de defalarca yazdım.

Ben belden aşağı konulara girmem.

Bir adli süreç yaşanır, biri gözaltına alınır, biri tutuklanır o zaman yazarım.

Şimdi de tutup genç bir kız taciz edilmiş, gitmiş şikayetçi olmuş, sonra parti yöneticileri araya girmiş de kızı vazgeçirmişler filan diye belden aşağı konulara girip tıklanmak için şov yapacak değilim.

Ancak ben yazmam, yarın bir başkası yazar.

Şikayet dilekçeleri ortaya dökülür.

Olan kişilere değil, kurumlara olur.

*

Kocaeli Kent Konseyi kurumsal kimliği ile Türkiye genelinde kendini kanıtlamış bir kurum.

Bu büyüklükte kuşkusuz son yönetimin payı çok büyük.

Öyle ki Türkiye Kent Konseyleri Birliği Genel Sekreteri bile çıkarmış bir kurum.

Bu kurum son dönemde Kadir Çetin ve Recep Öztürk’ün çiftliği haline gelmiş.

Saygısızlıkları, personele yönelik kaba davranışları, gazetelere ve gazetecilere ettikleri küfürler, kendi arkadaşlarına iş paslamaları, belden aşağı herkesin kulaktan kulağa konuştuğu konular…

Bardakta pis su birikti, taşıyor.

Böyle giderse o bardağı tutan, o bardağa yol veren herkese bulaşacak lekesi.

Benden söylemesi.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ