Genel sekreter röportajını hiç beğenmedim!

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi uzun süre genel sekreterini bekledi.
Tahir Büyükakın’ın talebiyle Dr. Hayri Baraçlı genel sekreter olarak atandı.
Baraçlı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreterlik yapmıştı.
2019’da İstanbul seçimini Ak Parti kaybedince Baraçlı bu defa Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri olarak görevlendirildi.
31 Mart 2024’te yerel seçimlerden CHP birinci parti çıkınca Türkiye Belediyeler Birliği de elden gitti.
Baraçlı kısa bir süre görevsiz kaldıktan sonra Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak atandı.
*
Genel sekreter benim için nedir öncelikle onu anlatayım.
Genel sekreter yer altındadır.
Bilinmezdir.
Görünmezdir.
Belediyenin bütün çarklarının dönmesini sağlar.
Belediyede bir anlamda çarkçıdır.
Nasıl ki gemiyi çarkçı yürütür, dümeni kaptan tutar belediyeleri de genel sekreterler yürütür, dümeni başkanlar tutar.
Gemilerde çarkçı kimdir kimse bilmez.
Herkes kaptanı tanır, bilir.
Takdir de kaptana gider, eleştiri de.
Kaptanın işi de iyi bir ekip kurmaktır.
Çarkçıyla uyumlu çalışmaktır.
*
Genel sekreter Hayri Baraçlı kimdir, nedir göreve atanana kadar bilmiyordum.
Nasıl bir karakteri var merak ediyordum.
Önceki gün az çok bilgi sahibi oldum.
Engin Şahin Baraçlı ile röportaj yapmış.
Ne yalan söyleyeyim röportajı hiç beğenmedim, okuyunca şoke oldum.
Röportajı beğenmeme sebebim Engin Şahin’in gazeteciliğiyle ilgili olan kısım değil.
Engin Şahin sorularını sormuş, cevaplarını almış ve yayınlamış.
Ben ne böyle bir röportaja ne de röportajdaki cevaplara alışık değilim.
Dedim ya genel sekreter çarkçıdır.
Ancak benim okuduğum röportaj bir kaptan röportajıydı.
Hayri Baraçlı adeta gölge bir başkan gibi açıklamalarda bulunmuş.
Kapısı herkese açık olacakmış, Başiskele’de oturacakmış çünkü Başiskele İzmit arasındaki trafik sorununu öyle çözermiş, gassal bile kapsını çalıp içeri girebilirmiş.
Belediyeye yakın oturursa sorunları göremezmiş.
Ben bunları doğru bulmuyorum.
Kapının herkese açık olması belediye içi hiyerarşiyi alaşağı edebilir.
Başiskele’de oturma kısmı ise bir mesaj gibi sanki.
Tahir hoca İzmit’te, belediyeye 1 kilometre mesafede oturuyor.
Bu kentin sorunlarını bilmiyor, görmüyor mu yani?
Başiskele’deki ulaşım sorunu ise zaten tespit edilmiş ve çözümü için 2 milyar TL’lik dev bir proje seçim öncesi lansmanda kamuoyuna duyurulmuş.
Başiskele’de oturacağım demenin anlamını çözemiyorum.
Hali hazırda sorunu olan ve çözümü ortaya konulmamış başka bir ilçe yok mu?
*
Belediyede daha önce genel sekreterlik yapanları ne kadar tanıyorsunuz?
Hangi genel sekreterin röportajlarını okudunuz bugüne kadar?
Tahir Büyükakın en son röportajını Bilecik Valisi iken vermişti mesela.
Belediye bürokratları neden röportaj vermiyor biliyor musunuz?
Çünkü Kocaeli’de yerel basın güçlü ve herkes röportaj için sıraya girebileyor.
Röportaj vermediğiniz gazeteciler size kırılabiliyor.
Ben işin bu noktasında değilim.
Ancak hiç kimse röportaj vermezken Baraçlı’nın henüz kurum içi sunumları tamamlanmamışken böyle bir röportaj vermesine çok şaşırdım.
Elbette bazı gazetecileri kendine yakın görebilir, elbette bazı gazetecilerle daha yakın ilişki kurmak isteyebilir.
Ancak bunu bir genel sekreter isteyemez, istememeli.
Bunu yeni seçilmiş bir belediye başkanı isteyebilir.
Yeni seçilmiş bir belediye başkanı bu ve benzeri heyecan uyandırıcı, kendisini tanıtıcı röportajlar verebilir.
Bu sebeple sanki gölge başkanlık yapmak istiyor gibi hissettim.
Bu böyle olmayabilir de.
Hayri Baraçlı belki de benim görmediğim başka bir şey biliyor ve başka bir yönetim anlayışı benimsiyor olabilir.
*
Engin Şahin’in röportajı sonrasında çok fazla kişiden eleştiri duydum.
Genel bir şaşkınlık ve rahatsızlık hakimdi röportajdaki cevaplarla ilgili.
Bir diğer rahatsızlık da Loafer tarzı ayakkabıları ile ilgiliydi.
Ayakkabıları çok şık ve ceketiyle uyumlu ancak o ayakkabı içerisine uzun çorap giyilmesi biraz abes.
Ben de ilk gördüğümde dikkat etmiştim.
Ancak üstünde çok durmadım.
Şık giyim olmayabilir fakat Hayri bey böyle tercih etmiş dedim.
Bir değil, pek çok kimseden ayakkabı eleştirisini duyunca son olarak bundan da bahsedeyim dedim.
*
Ben İzmit kent merkezinde oturuyorum.
Başiskele’ye kahve içmeye bir kere gitmem yetiyor trafik sorununu görmem için.
Benim kapım da herkese açık.
Ama doğru ya, ben genel sekreter değilim ne anlarım bu işlerden…