14 Mayıs…

Ülkenin 100’üncü yılda kaderinin yeniden tayin edileceği, yön verileceği bir tarih.

Bu seçimle birlikte çok fazla şey oylanacak.

Herkes şapkasını önüne koyacak.

Seçmen, yeni bir karar verecek.

Ülke mevcut uygulanan politikalarla mı devam edecek yoksa yeni bir yol mu çizecek?

Zengin daha zengin olarak mı kalacak yoksa hakça bölüşmek için adım mı atılacak?

Özgürlükler her canı sıkılan tarafından kısıtlanacak mı yoksa bireyler kendilerini ifade etmek için mücadele mi edecek?

Yeni bir ekonomik model mi aranacak yoksa şimdiki gibi belirsizlikler, inatlaşmalarla pamuk ipliğine bağlı olarak mı yaşayacağız.

***

Yukarıda saydıklarım tüm seçmenin değerlendirmesi gereken şeyler.

Mevcut halimizden, enflasyondan kimsenin memnun kaldığını sanmıyorum.

O zaman bir değişim yaşanacak.

Vatandaş, mevcut yapıya oy verecekse bunu bir taleple vermeli.

Aynı devam edemeyiz.

Hem ülkenin yönetim biçimi hem ekonomik ve sosyal gerçeklikler bize aynı şu an olduğumuz gibi devam edemeyeceğimizi her defasında acı tecrübelerle gösteriyor.

O nedenle oyumu verir hayatıma bakarım diyemeyiz.

Herkes verdiği oydan sorumlu.

Ve herkes oy verdiği kişiyi denetlemekle onu eleştirmekle, yeri geldiğinde kulağını çekmekle yükümlü.

Oy verdim 4 yıl sonra görüşürüz diyeceğimiz bir eşikte değiliz.

***

Hard kapitalizmle iliğimize kemiğimize kadar sömürülmekten bıktık.

Her şeyi başkaları yaparken cezanın bize kesilmesinden usandık.

Yorulduk arkadaşlar.

Biz yorgun bir toplumuz.

Biraz sükûnet, biraz huzur, az refah bu topraklarda yaşayan insanların da hakkı değil mi?

Biz başkalarının, vekil yaptıklarımızın, devletin imkanlarını teslim ettiklerimizin hatalarının bedelini ödemek zorunda kalıyoruz.

Neden hep halk bedel ödüyor?

Neden bu ülkede yanlışlar olduğunda herkes suçsuz oluyor fatura halka kesiliyor?

14 Mayıs geleceğimiz için en önemli seçim.

Bugün tarih netleşti.

Yurttaşlarımıza hayır getirmesini diliyorum.