Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

KOÜ’lü doktordan Maymun Çiçeği açıklaması: Aşı yüzde 85 koruyor!

Afrika’da görülen ve bir süre sonra da farklı kıtalara yayılan maymun çiçeği virüsü dünyayı tehdit ediyor. DSÖ maymun çiçeği virüsüne karşı acil durum ilan ederken, resmî açıklamalara göre virüs henüz Türkiye’de görülmedi. Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan ise konuyla ilgili konuştu. Akhan, “Çiçek aşısı olanlarda maymun çiçeğine karşı yüzde 85 oranında bir koruma sağlanıyor” ifadelerine yer verdi.

Afrika’da görülen ve bir süre sonra da farklı kıtalara yayılan

Basliksiz 3 1Dünya üzerinde ilk kez 1958 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülen maymun çiçeği virüsü 2024 yılında ise Afrika’da ortaya çıktı, daha sonra da Avrupa, Asya ve Güney Amerika kıtasına sıçradı. Maymun Çiçeği virüsünün birden fazla kıtada, onlarca ülkeye yayılmasının ardından ise Dünya Sağlık Örgütü  acil durum ilan etti. Türkiye’de bugüne kadar herhangi bir vaka görülmezken, geçtiğimiz günlerde ise Kocaeli’de bir kişinin maymun çiçeği semptomları gösterdiği haberleri tedirginlik yaratmıştı. Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada virüsün tespit edilmediğini duyurdu. Dünyada yaşanan ve Türkiye’yi de tedirgin eden virüsle ilgili olarak Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Sıla Akhan Bağımsız Kocaeli’ye açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Sıla Akhan; “Türkiye’de 1977 şubat ayına kadar aşı yapılmıştı, ondan sonra çiçek aşısı olunmamıştı. Bu önemli çünkü çiçek aşısı olanlarda maymun çiçeğine karşı yüzde 85 oranında bir koruma sağlanıyor” açıklamasında bulundu.

ÇİÇEK AŞISI YÜZDE 85 KORUMA SAĞLIYOR

+ Maymun Çiçeği virüsü nedir?

Maymun çiçeği virüsü, çiçek ailesinden gelen bir DNA virüsü. Çiçek hastalığına dünyada ilaç tedavisi bulunmuştu ve en son Türkiye’de de 1977 şubat ayına kadar aşı yapılmıştı, ondan sonra çiçek aşısı olunmamıştı. Bu önemli çünkü çiçek aşısı olanlarda maymun çiçeğine karşı yüzde 85 oranında bir koruma sağlanıyor. 1977’den sonra doğanlar için böyle bir bağışıklık söz konusu değil onların biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Bunlar aynı aileden gelen DNA virüsleri. Klinikleri biraz daha gürültülü giden hastalıklar. Klinik semptomlarıyla, bulgularıyla, tanımak ve tanı koymak ona göre tedavi yapmak daha kolay denilebilir. DNA virüsünün çeşitli özellikleri var ama şunu da unutmamak gerekir ki; mutlaka tanı konulduktan sonra izole edilmesi bulaştırıcılığın önlenmesi için ilk aşamada olması gerekir.

ZATÜRREYE KADAR GİDEBİLİR

+Belirtileri nedir?

İlk önce kısa bir ateş oluyor ve daha sonra da döküntüler başlıyor. Sonrasında da gidebileceği komplikasyonlar var. Göz ya da nörolojik birtakım komplikasyonlar yapabilir, zatürreye kadar gidebilecek lezyonlar oluşabilir. Bunlar komplikasyonlar üzerine bir bakterinin eklenmesiyle cilt enfeksiyonlarında açılarak iyileşiyor. Birer yara gibi düşünün. Bu yara kabuk tutacak, iyileşecek o aşamada iyi temizlenmezse, iyi bakılmazsa bakteriyel enfeksiyonlar eklenebilir bu enfeksiyonlar da kana karışıp çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Onların da iyi yönetilmesi ve ortaya çıkan komplikasyona göre tedavi edilmesi gerekir.

LEZYONLAR BİR AY KALABİLİYOR

+Maymun çiçeği virüsü nasıl bulaşır?

İlk başta kısa dönem bir ateş oluyor, vücutta bir süre dolaştıktan sonra ciltte küçük deri lezyonları ortaya çıkıyor. Kızarıklık başlar ve içi sıvıyla dolu lezyonlar haline geliyor. Bu dönemde bu lezyonların içinde virüs barındırıyor ve bu lezyonlar patlayarak iyileşiyorlar, kabuk tutuyorlar o kabuklarda da virüs uzun zaman barınıyor. Bu lezyonların iyileşmesi yaklaşık bir ayı buluyor ve o dönemde de buralardan fiziksel temaslarla ya da bu lezyonlardan saçılan virüslerin herhangi bir objenin üzerinde kalmasıyla başka bir kişinin yine cilt rutini bozulmuş bir şekilde onlara değmesiyle bulaşabiliyor.

COVİD BEKLENİTİSİ GETİRMİYOR AMA…

+ Dünya bir coronavirüs süreci atlattı. Coronavirüse göre farkı, etki durumu nasıl?

Coronavirüs hastalığı sars CoV 2 virüsüyle başladı ve RNA virüsüydü. Bu tür pandemilerde ortaya çıkan enfeksiyonlar RNA virüsleriyle olur ve solunum yoluyla bulaşan bir etkendi. Bulaş yolu da aslında çabuk bulaşmaya, yayılmaya uygun bir durumdu. Bu onlardan farklı büyük bir yayılma gösterdi ve pandemi yaptı. Ama bunların her ikisi de zeanos yani hayvandan insana geçen virüsler ve insandan insana bulaşma özelliği kazandırarak böyle problem ortaya çıkarıyor. Çiçek virüsü ya da maymun çiçeği virüsüyle ilgili konuşacak olursak ilk olarak 1958’de tanımlandı ve 1970’e kadar daha ilkel kabilelerde küçük küçük salgınlar yapıyordu, ilk vakanın tanımlanması da Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde oldu. Ondan sonra da yıllar içinde hep o bölgede aslında salgınlar yaptı. Burada şu anda bun bir pandemi yapabilir mi önemi Dünya Sağlık Örgütü’nün acil durum ilan etmesiyle başladı bunun sebebi de kıta atlaması. Vakaların bir kıtayı atlaması pandemi olasılığını ortaya çıkarıyor. Afrika’da lokalizeyken başka kıtalara Güney Amerika’ya, Avrupa’ya ve Asya’ya sıçrayan vakalar oldu. Bu yüzden ilan edilmesi gerektiğini yani aslında bir coronavirüs kadar yayılıp yeni bir pandemi yapma özelliği, bulaş yolu açısından fiziksel temas gerekiyor. Her virüsün kendine özgü özellikleriyle beraber bir de burada toplumun belli bir kesimin bağışık olması çok büyük bir salgın beklentisi getirmiyor. Farklar var ama dikkat edilmesi gerekiyor çünkü bir sıçrama yapabilecek mutasyon geliştirdi, insanlara daha kolay tutunabilecek hale geldi. O açıdan takip edilip ona göre yol çizilmesi gerekiyor.

KORKARAK DEĞİL, GEREKLİ MÜDAHALEYİ YAPARAK İLERLEMELİYİZ

+ “Korkmalı” mıyız?

Korkuyla yapılabilecek bir şey değil. Önümüze gelen problemleri çözerek ilerlemeliyiz. Vakalar görülmeye başlanırsa bu vakaların izole edilmesi lazım bunun nasıl bulaştığını biliyoruz. Coronavirüse göre tabii ki çok daha fazla avantajlarımız var; aşısı var, tedavisi var. Coronavirüs döneminde yeni bir aşı gerekiyordu, tedavisi yoktu burada da antiviral enfeksiyonlar için bazen çok spesifik bir tedavi olmamakla beraber yine de etkin bir antivirale ihtiyaç olur. Onun dışında bunların hepsinin birlikte kullanılarak ilerlemesi gerekiyor. Korkarak değil, gerekli müdahaleyi yaparak, izole ederek, gereken komplikasyonları çözerek ilerlememiz ve durdurmaya çalışmamız gerekir.

TEMİZLİKLE GİDEBİLEN BİR VİRÜS

+Bireysel anlamda ve kamusal anlamda nasıl tedbirler alınabilir?

Coronavirüs bir RNA virüstür ve dış ortamda çok kalamazlar ama DNA virüsleri dış ortama dayanıklıdır ve aylarca kalır. Bu virüs için de eğer herhangi bir objenin üzerine bir hastadan vesaire bulaştıysa orada aylarca kalabilir fakat temizlik yapılırsa da hemen in aktif olabilir. Yani bir objeyi 70 derecelik bir suyun içinde eğer tutabiliyorsak 2-3 dakikada bu inaktif olabilir veya herhangi bir şeyle silinerek gidebilen bir virüs bu yüzde herhangi bir dezenfektan da kullanılabilir. Ama temizlenmez ve bir köşede kalırsa da orada aylarca aktifliğini korur. Bireysel önlemlerde temizlik ön plana çıkıyor. Cildi bozulmuş kişilere bulaşabilecek yani giriş yeri için ciltten cilde geçeceği için cilt bütünlüğünü bozan hastalıklar vesairede dikkat etmek gerekir. Bulaşması için fiziksel temas gerekiyor. Kalabalık yerlerde çok fazla kullanımda olan tuvaletler, belirli kapı kulpları gibi yerlerin iyi temizlenmesi gerekiyor. Hatta basit bir dezenfektanla silinmesiyle bile geçecektir. Bulaşması için o kapı kulpunu tutan kişinin elinde de bir çizik vesairenin olması gerekir. Aslında çok kolay bulaşan bir virüs değil ama virüsün özelliklerini bilerek yaklaşırsak neler olabileceğini de düşünebiliriz.

BASİT BİR EL YIKAMA BİLE ÇOK EFEKTİF OLABİLİR

+Okulların açılmasına çok kısa bir zaman kaldı. Bu kısa sürede veliler ve öğrencilere tavsiyeniz ne olur?

Burada çocuklar özellikle de küçük çocuklarda sarılma gibi yakın temaslar olacaktır. Bu durumlarda aslında virüsün herhangi bir objenin üzerinde toprakta, bir yer de bulunabileceğini bilmemiz gerekiyor. Temizliğe dikkat edilmesi biraz daha okullarda işlenebilir. Önleyebileceğimiz kadar önlemeye çalışacağız ve onun dışında da az önce bahsettiğim temizlik kurallarına dikkat ettiğimiz ölçüde önlem alabiliriz. Yani basit bir el yıkama bile çok yeterli ve çok efektif olacaktır. Bulaştığında ya da lezyonlar çıktığında iç ortamda bulaş kaçınılmazdır. O yüzden bir hastaneye başvurmak, tanı koymak ve bununla ilgili işlemlerin yapılması çok önemli. Çocuklar hastalanırsa zaten okula gidebilecek bir durumda olmazlar. Halsizlik yapar ve uzun bir süreçte iyileştiği için bunlara dikkat etmek, semptom çıktığında hastaneye başvurmak en önemli durumlardan birisi diye düşünüyorum.