CHP Kocaeli Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Tahsin Tarhan kayıp kaçak elektrik oranlarıyla ilgili araştırma önergesinde TBMM’ye hitap etti. Sanayi ve Teknoloji Komisyonunda görüşülen Elektrik Piyasası Kanun Teklifindeki kayıp kaçakla ilgili maddeye dikkat çeken Tarhan sözlerine şu şekilde devam etti: “2013’de ulusal tarife diye bir mekanizma getirdi AKP iktidarı. Türkiye’deki tüm kayıp kaçak bedeli abonelere eşit olarak bölünüyor. Şu an Mecliste görüşülen Kanun Teklifiyle kayıp kaçağın vatandaştan tahsil edilmesi kuralı 5 yıl daha uzatılacak. Dahası Cumhurbaşkanına 5 yıl fazladan uzatma yetkisi verilmekte. Kanun bu haliyle yasallaşırsa elektrik faturaları üzerindeki yük 2030 yılına kadar devam edecek. Devlet ve şirketler işini düzgün yapmadığı için neden vatandaş daha fazla fatura ödemek zorunda kalsın. Böyle adaletsizlik mi olur?”

YARGITAY’A RAĞMEN

2014 yılında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun verdiği bir karar var. Yüce mahkeme açıkça ulusal tarifenin adaletsiz olduğunu, abonelerin kayıp kaçak bedelini ödemek zorunda olmadığını karara bağladı. Ancak adaletsiz faturalandırma devam ediyor. Tarhan, “Öyle fatura örnekleri var ki, vatandaş 5 liralık elektrik tüketmiş, ama fatura bedeli 50 lira geliyor. Rakamlar inanılır gibi değil. Vatandaş fatura üzerinden izlemediği TRT’ye pay ödüyor. Sadece bu sene elektriğe % 32.3 zam yapıldı. Bu yükler yetmiyormuş gibi. Bir de insanlar kayıp kaçak parası ödüyor.

VATANDAŞLARI SUÇLAMAK KOLAY

Kayıp kaçak bedelleri üzerinden Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlarımızı suçlayan bir algı oluştu zamanla. AKP’nin yanlış enerji politikaları halk arasında düşmanlık tohumlarının ekilmesine yol açtı. Oysa gerçek durum bambaşka. Türkiye’nin ulusal elektrik tüketimi 291 milyar kilovatsaat. Güneydoğu ise bu tüketimde sadece % 6. 8 paya sahip. Kayıp kaçakla ilgili asıl sorumlu vatandaş değil elektrik dağıtım ihalelerini alan şirketler. Bu şirketler bölgelerindeki kayıp kaçak oranlarını bilerek ihaleye giriyor. Ancak yüksek oranları aşağı çekmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Kayıp kaçağın bedelinin ayın sonunu getiremeyen vatandaştan değil, yeterince yatırım yapmayan bu şirketlerden alınması gerek.”