Yasak şart!

Corona Virüsü Türkiye’de.

Avrupa’daki pek çok ülkenin aksine hükümet bu defa işi çok iyi kotarıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca öyle bir çalışma ortaya koyuyor ki şapka çıkarmamak, alkışlamamak mümkün değil.

Sağlık personelleri seferber olmuş durumda.

Tedbirlerin büyük bölümü çok hızlı bir şekilde alındı.

Ancak vatandaşta aynı duyarlılık yok.

*

Bize sokağa çıkma yasağı şart.

Hatta bu yasağın delinmesi halinde cezai işlem de getirilmeli.

Çünkü bizim toplumumuz laftan, sözden, kuraldan anlamıyor.

Şehir içi hız limiti 50 km diyorsunuz.

Uyan yok.

Uyarı levhaları koyuyorsunuz.

Uyan yok.

En sonunda fiziki müdahale ile araçların hızını düşürmek için kasis yapıyorsunuz.

Bu sebeple bütün yollarda tümsekler var.

Türk insanı anlamıyor.

Kural tanımıyor.

Müdahale etmek gerekiyor.

Corona Virüsü’nde de durum anlama konusunda bir hayli vahim.

Cemaatle namazlara ara veriliyor.

İnatmışçasına cemaat camiye koşuyor.

Kalabalıktan uzak durun deniyor.

Kafeler kapatılana kadar vatandaş kafelere gitmekten vazgeçmiyor.

Siz ne kadar uyarırsanız uyarın, ne kadar anlatırsanız anlatın Türk insanı önüne set çekmeden yanlışlarından geri durmuyor.

*

Bugün öğle saatlerinde çarşıya indim.

Okullarda eğitime ara verildi.

Ancak insanlar bunu bir ara değil, tatil olarak görüyor.

Yürüyüş Yolu kalabalıktı.

Bütün dükkanlar ise marketler başta olmak üzere tıklım tıklım doluydu.

Sokağa çıkma yasağı geleceğini düşünüyor herkes.

Bunun için marketlere akın ediyorlar, eczanelere koşuyorlar.

Sanırsınız kıtlık geliyor.

Sokağa çıkma yasağının ne olduğunu dahi bilen yok.

Kapılar kilitlenecek, yemeğimiz yoksa evde ölüp gideceğiz sanıyorlar.

Kontrollü sokağa çıkmaktan, marketlerin açık olmasından bihaberler.

*

Yine de sokağa çıkma yasağını bir nebze olsun benimsemiş olmaları güzel.

Çünkü bize gerekli olan en temel tedbir bu.

Kimi vekiller dile getirdi.

Zaten gidişat da oraya çıkıyor.

İvedilikle sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli.

Aksi halde bizim insanımız hafta sonu pikniklerini sürdürecek, camide cemaat oluşturacak, düğünler yapacak.

Engel olamayacaksınız.

14 günlük karantina süresi var.

14 gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edelim.

İnsanlar evlerinde otursun.

Belediyeler dezenfekte çalışmalarına devam etsin.

Fiziki müdahale ile insanları evine sokamaz, virüsten uzak tutamazsak vay halimize…

*

Dünyada Corona Virüsü’nden en ciddi ilgilenen ülke İtalya.

İtalyanlar da bizim gibiler çünkü.

Ailelerine bağlılar, kural tanımıyorlar, topluluklardan haz alıyorlar, umursamıyorlar.

Hep denmez mi İtalyanlarla Türklerin yaşam tarzları aynı diye…

Virüse yakalanma hızımız da aynı olabilir diye düşünüyorum.

Onların umursamazlığı bizde de var çünkü.

Yolda karşılaştığımız bir tanıdığımızın elini sıkmadığımızda kendimizi kabahat işlemiş gibi görüyoruz ve el sıkmak bir yana kucaklaşıyoruz çünkü…

İtalya’nın kötü kaderi hükümetinin hantallığı ile ortaya çıktı.

Bizim hükümetten de aynı hantallık bekleniyordu.

Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son yıllarda kanıksadığımız bütün teamülleri yıktı, çalışmalarıyla takdir topladı.

İtalyanların birkaç adım önündeyiz Sağlık Bakanlığı sayesinde.

Bir eksiğimiz sokağa çıkma yasağı kaldı.

Bir an önce ilan edilmeli.

Böylelikle İtalyanların düştüğü o hataya düşmez, hastalığı elden ele bütün ülkeye yaymayız.

*

Son olarak virüs tedbirleri kadar önemli bir konu daha var; sokağa çıkma yasağı ilan edilsin ya da edilmesin şu içerisinde bulunduğumuz günler ekonomik olarak herkesin belini büküyor.

Mekanlar kapatılıyor, insanlar tedirgin.

Kimse kazanmıyor.

Kasasına para girenler marketler ve eczaneler.

Bunun dışındaki bütün sektörler batma noktasında.

Devlet bu konuda da önlem almalı.

Vergiler ertelenmeli.

Kira ödemeleri ertelenmeli.

Faizsiz, ertelemeli krediler gündeme gelmeli.

Aksi halde, birkaç hafta sonra virüsten daha beter bir vurgunu ekonomik olarak yiyeceğiz.

Üstelik bu vurgunun bir tedavisi, ilacı da olmayacak…