Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
admin

Anda Kal…

serpil kazan removebg preview 1Günümüzde en zor gerçekleştirdiğimiz andır ‘’anda kalmak’’. Hep bir program ve planlama üzerinde yaşamaktayız. Tabi bu kurguyu toparlayabilmek için sürekli ıska geçmekteyiz ‘’anı ‘’yaşamayı…

Belki kentleşmenin, metropolün getirilerinden, belki de entelektüel yaşamın kuralından ya da kendimizi hep listenin sonuna koymamızdan kaynaklanıyor gibi görünse de, alışkanlık ve öğretidir ‘’anda kalmak’’

Tabi anda kalmamızı sabote eden alışkanlıklarımızda bu komployu desteklemektedir. Komplo diyorum çünkü kendi topuğumuza sıktığımız bir davranıştır anı kaçırmak. Hayatı kaçırırız, tahammülsüz oluruz, sevdiklerimize ve kendimize zaman bulamayız, erteleriz, acımasız ve karamsar oluruz, değersizleştiririz… Anı yani zamanın getirisinin kıymetini bilmemek pusulası olmayan gemi gibi sürüklenen bir hayattır.

Zihin hep çalışır, kendini hatırlatma çabası vardır. En önemli görevi geçmiş ya da gelecek için devrededir. Yani zihin çalışıyorsa geçmiş ve geleceği düşünmek için çalışır. Anı yaşamak için zihnimize değil duyularımıza ihtiyacımız vardır. Günlük aktivitelerimize serpiştirerek, duyularımızı devreye almayı öğrenmemiz gerekir.

Peki duyularımızı devreye almak nedir?

Basitçe; insanların 5 duyu organı vardır.

1-Görmek

2-Dokunmak

3-Koklamak

4-Tatmak

5-İşitmek

Bizler bu duyularımızı üstünkörü kullanırız. Aceleci ve karıştırarak hayatımızın piyonlarıdır aslında şahlar. Fark edemeyiz hayatımızın tadı, mutluluğumuzun formülü olduklarını… Onların aradığımız saadet, huzur ve bolluk olduğunu fark edemeyiz çünkü gerektiği için kullanırız, fark etmek için değil.

Hani dedik ya günlük faaliyetlerimiz içine serpiştirmeliyiz anda kalmayı… Benliğimizle yavaş yavaş, sindire sindire harmanlamalıyız. Eğer bu bir öğretiyse; bilincimize ve zihnimize bunu öğretmeliyiz. Tıpkı bisiklet sürmeyi öğrenir gibi. İlk bisiklete bindiğimizde pedalı çevirip, direksiyona ve yola hakim olmak için verdiğin enerjiyi hatırlıyor musun? Peki ya şimdi? Enteresandır ki öğrendiğin belki bisiklet sürmek bile olsa yıllarca sürmesen bile tekrar binmek istediğinde yine aynı marifetle sürersin. Çünkü bilincin unutur, zihnin unutmaz.

Mesela yemek yapmak veya yemek yemek belki de en rutin günlük faaliyetlerimizdendir. Bu ’’rutin’’ yani otomatik pilotta yaptığımız eylemlerden biridir. Bunda bile zihne ihtiyaç duyarız. Çünkü ya arkadaşımızın bize 1 yıl önce söylediği ve cevabını veremediğimiz sözcükleri düşünürüz ya da çorbadan sonra hangi yemeği yapacağımızı…

Yani ya geçmişi ya geleceği düşünürüz. Boşuna zihnimizi doldurur ve yorarız. Bununla birlikte gelen; yapacağımız işi unutma, çorbaya tuz koyup koymadığımızı sorgulama ya da salona gidip ‘’ben ne almak için buraya gelmiştim?‘’ diye alzheimer teşhisi koymaya kadar giden düşünceler hayatımızı alt üst eder.

Zihnimizi ve belleğimizi doldurduğumuz ve eror verdiren düşüncelere ‘’çöp düşünce‘’ demekteyiz. Çünkü bize bir fayda sağlamazlar. Şuana ait değillerdir. Ya geçmişe yani bitmişe aittir, ya da geleceğe yani daha gelip bize ait olmayan zamandadır.

Oysaki çorbamızı kaynatırken; dumanın nasıl çıktığını, etrafa mis gibi kokunun yayıldığını, nanenin baskınlığını, elini buharın üzerinde gezdirerek ısısını,  fokur fokur içini ısıtan kaynama sesini ya da karıştırdığın yağ ile nanenin suyun üzerinde baş döndürücü dansına odaklan bu anı yaşamanın verdiği güçle şükret… Rızkım var kaynatabiliyorum, ellerim var karıştırabiliyorum, gücüm var ayakta durabiliyorum, ailem ve sevdiklerim var onlara çorba kaynatabiliyorum.

Fark edemediğim ama her saniyesinde var olmasının bütünüyle geldiği huzuru fark edip şükret, ruhunu besle ve anı yaşa…

Sen anı yaşadıkça ve fark ettikçe mutluluğun, nimetlerin ve sevgin her geçen gün daha da çoğalarak sana gelecek.

Hadi durma, anı Yakala…

İlişki ve Evlilik Danışmanı
ICF Profesyonel Koç
Bireysel•Öğrenci•Kurumsal Koç
Marka&İmaj Danış.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ