Marmara’da binlerce insanın hayatını kaybettiği 1999 Gölcük depreminde hasar almayan Tavşancıl bölgesi, Kahramanmaraş merkezli iki deprem nedeniyle tekrar gündeme geldi. Dönemin belediye başkanı Salih Gün’ün göreve gelir gelmez deprem konusunda yaptığı çalışmalar sayesinde Tavşancıl’da hafif hasarlı bina bile olmaması yeniden konuşulmaya başlandı. .
Salih Gün’ün kızı Nida Gün Dönmez Bağımsız Kocaeli’ye yaptığı açıklamada hem Tavşancıl’da yapılanları hem de mevcut depremi değerlendirdi. Nida Gün Dönmez, babası Salih Gün ile ilgili, “Kendi akrabalarımız bile küstüler, konuşmadılar, tepki gösterdiler ama o idealist bir birey olduğu için hiç kimsenin tepkisi onun için önemli değildi, insan önemliydi onun için” ifadelerini kullandı. Gün, mevcut depremler ile ilgili ise, “Keşke Türkiye’de hiçbir müteahhit yapmasa da Japonlar gelip buradaki çizimleri, projeleri yapsalar. Çünkü biz hiçbir şeyden ders almıyoruz” dedi.
“YARDIM EDEREK ATLATTIK DEPREMİ”
Salih Gün’ün o dönemde Tavşancıl için aldığı kararlar ve hazırlattığı raporlar deprem bölgesinde uygulansaydı şu anda bir şeyler farklı olur muydu?
Tabi ki farklı olmaz mı? Biz burnumuz kanamadan altımızdan fay hattı geçtiği halde bir tane yıkık, ağır hasar, hafif hasar hiç olmadan çıktık depremden. Bizim sallandığımız kadar Körfez’de çoğu yer sallanmamıştır çünkü tam altımızdan geçiyordu fay hattı. Hiçbir hasarımız, enkazımız olmadan atlatıldı. Kocaeli’de çoğu yere yardım ederek, huzurevini, spor salonunu her yeri açarak yani yardım ederek atlattık depremi.
“BABAM İLK ÖNCE DEPREM ZEMİN ETÜDÜNÜ HAZIRLATTI”
Belediyelere öneriniz var mı?
En son ekim ayında Bilkent Üniversitesi’nde üç öğrenci babamı seçiyorlar araştırmak için. Üçü de bizim evimize geldiler, incelediler, baktılar, evrakları gösterdik. Yani Türkiye’de sayılı üniversitelerden biri olan Bilkent’te bile araştırılmaya değer, tez hazırlanmaya değer olarak gösterilmiş. Herkes aslında bütün belediyeler büyükşehir de dahil bu plan uygulamasını yapsalar… 89’da babam belediye başkanı olduğunda 90 yılında bir yıl boyunca hiçbir şey yapmadan, çivi çakmadan ilk önce deprem zemin etüdünü hazırlattı.
“TEPKİ DEĞİL İNSAN ÖNEMLİYDİ ONUN İÇİN”
Tavşancıl’ın şöyle bir yapısı vardır; dört, beş tane mahalleden oluşur Tavşancıl. Belli yerleri kayalık, belli yerleri de daha kum dediğimiz, derenin yatağında olan yerler. Mesela kayalık zeminlere 3 kata kadar ruhsat verilirken bu kumlu olan yerler iki katın üzerine kesinlikle çıkarttırmadı. Kendi akrabalarımız bile küstüler, konuşmadılar, tepki gösterdiler ama o idealist bir birey olduğu için hiç kimsenin tepkisi onun için önemli değildi, insan önemliydi onun için.
“BABAMDAN SONRAKİLER İÇİN AYNI ŞEYİ KONUŞAMAYACAĞIM”
Hem Tavşancıl hem de Kocaeli’nin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Ben Tavşancıl’da 5-6 ay kalıyorum. Halen Kocaeli’deyim. Babam 15 sene belediye başkanlığı yaptığı süreç boyunca yapılan evlere hiçbir şey olmayacağına o kadar eminim ki. Babamın belediye başkanlığı dönemi bittikten sonra diğer belediye başkanları için aynı şeyi konuşamayacağım. Çünkü çok katlı evler yapıldı. Mesela şu an TOKİ geliyor Tavşancıl’a. TOKİ’nin binalarının 2-3 kat olacağını düşünmüyorum, 5-6 kattan aşağı olacağını düşünmüyorum. Kahramanmaraş’ı, 10 tane ilimizi görüyoruz. (Deprem) Bu olmayacak diye bir şey yok, belki bu sene olmayacak, 10 sene içinde olmayacak, çocuklarımız görecek belki ama deprem bölgesinde yaşıyoruz. Türkiye’nin yüzde 80’i fay hattı üzerinde. Buna göre bir yapılaşma olması lazım. Aynı şeyi Kahramanmaraş’ta görüyoruz. Bir caddenin bir tarafı olduğu gibi yıkılmış, bir tarafında hiçbir şey yok çünkü fay hattı buradan geçiyor. Buraya normal iki katlı binalara izin verselerdi bu insanlar da bu kadar yıkım, can kaybı olmayacaktı.
“ÇOĞU İNSAN SOĞUKTAN ÖLÜYOR”
99 depremiyle şimdiki depremi kıyaslayabilir misiniz?
Biz 99 yılında bunları çok iyi yaşadığımız için mesela ben evimde yemek yemeye, çay içmeye utanıyorum. Çünkü kendimiz de aynı dönemleri geçirdik, yaşadık. Biz hiçbir hasar almadan atlattık ama bizim tabi ki çevre ilçelerde oturan eşimiz, dostumuz, akrabamız vardı, onların kayıpları da bizim kaybımızdı. 17-18 yaşında bir genç kızdım, yardım olarak sürekli toplanıyorduk, komşularımızdan topladıklarımızı çevre insanlara götürüyorduk. Hiç kolay şeyler yaşamıyorlar ki. Biz bunu yaz döneminde yaşadık. En azından insanların sokağa çıkma gibi bir durumu vardı. Şu anda karda, kışta hiçbir şey yapamıyorlar. Çoğu insan soğuktan ölüyor.
“KEŞKE TÜRKİYE’DE HİÇBİR MÜTEAHHİT YAPMASA”
Yetkililere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Keşke herkes görevini tam layıkıyla yapsa. Bakın ekstrasını yapmasınlar, herkes tam layıkıyla görevini yapsa. Mesela Japonya 9.9’luk depremlerle sarsılıyor, bir tane ölü olmadan, bir tane bardak kırılmadan atlatıyor. Çünkü neden? Deprem bölgesinde olduklarını 1939’daki depremle anlıyorlar, buna göre yapılaşma yapıyorlar. Zemin etüt raporuna göre bunu yaptıkları için hiçbir şey olmuyor. Keşke Türkiye’de hiçbir müteahhit yapmasa da Japonlar gelip buradaki çizimleri, projeleri yapsalar. Çünkü biz hiçbir şeyden ders almıyoruz. 99 yılında Kocaeli, Adapazarı, Yalova yıkıldı, 2023 yılında Kahramanmaraş yıkıldı. Bilmiyoruz ki 1-2 sene sonra İstanbul ne olacak. Keşke herkes görevini tam layıkıyla, düzgün yapsa.